26 Eylül 2018 Çarşamba

   
       İlk sazı,çamaşır dövmek için kullanılan tokuça tel bağlanarak yapılmıştı,çocukluğunda,annesi tarafından. Babasının peşinde o yöre senin,bu yöre benim dolaşıp,eğlencelerde saz çalıp türküler söylediği için okula gidemedi.Okumayı ağabeyi öğretti.
       Abdaldı.Kendi tabiriyle "Abdallığın kuralı,herkesin sevdiğiynen gardeş olmasıdır."demiştir.Bir programda,Şener Şen'le karşılaşmasını,ona söylediklerini görseniz,bu kurala hak verirsiniz .O,kulakla değil,gönülle dinlenen bir sanatçıydı.
       İnsana,doğaya,yurduna özlemle bağlı,bağrıyanık bir halk ozanıydı."İki gonül bir olunca,soğan yesen bal gelir" derdi.Gözüyle kartal avlayan yazarın deyimiyle "bozkırın tezenesiydi".İçi sevgi ve saygıyla doluydu.Öyle ki,konserlerinde ceketini çıkarmak için seyirciden izin alırdı,müteakiben alkışı da.Sevginin,aşkın manasını yüreğine işleyip ilmek ilmek dokumuştu bağlamasına.UNESCO tarafından yaşayan insan hazinesi olarak kabul edilmiştir.Devlet sanatçılığı ünvanını,ayrımcılık olmasın diye,ben de bu halktanım diye reddetmiştir.
       Vefatının altıncı yılında,sevgi,saygı ve rahmetle anıyoruz büyük ustayı...







yararlanılan kaynaklar:
hurriyet.com.tr
youtube/argonomi
görsel:haberler.com/fotogaleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder